26 Aralık 2011 Pazartesi

Çekiliş Sonucu

Herkese merhaba,
Dün söz verdiğim gibi çekilişimi yapamadım malesef ve bugüne kaldı. Dün akşam aniden rahatsızlandım sanırım üşütmüşüm. Bugün sabah anneme geldim ve çekilişimizi birlikte yaptık. İşte aşamaları.




Tebrik ederim margazit. Bu yıl senin için gerçekten çok şanslı bir yıl olacak gibi ne dersin? (Bu yıl  kazandığı 2. çekilişmiş de :) Bu arada diğer arkadaşlarım için üzüldüm. Sanırım bundan sonra sık sık böyle etkinlikler yapacağım. 
Katıldığınız için teşekkür ediyorum ve Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum....

25 Aralık 2011 Pazar


  
    Herkese merhaba!
   Bugün annemle beraber annemin de üye olduğu Türk Anneler Derneğinin Alsancaktaki yerine gittim. Yeni yılla ilgili güzel dileklerin söylendiği minik bir parti yapıldı. Dernek başarılı olan ve maddi manevi desteğe ihtiyacı olan kız çocuklarının yanında oluyor. Onlara bursiyer değil kızlarımız diyorlar, kızlarda onlara manevi anne diyor.
   Orada hiçbir karşılık beklemeden daha çok kendilerinden veren, gözleri ışıl ışıl, kalpleri sevgi dolu, Atatürk'ün yolunda ilerleyen bir sürü anneyle tanıştım. Tek dileklerinin kızlarının haklarına sahip çıkan, kendi ayakları üzerinden durabilen, üreten ve saygı gören bireyler olarak yetişmesi olduğunu gördüm. Ayrıca gözleri ışık saçan, cıvıl cıvıl, başları dik, haklarını bilen, başkalarının haklarına saygı gösteren, çevresine  elinden geldiğince yardım eli uzatan, hedefleri olan onlarca genç kızla tanıştım. 
O kadar güzel şeyler yapıyorlar ki... Detaylı bilgiye derneğin web sitesinden ulaşabilirsiniz.

   Bu arada şu an itibariyle yeni yıl çekilişimize katılım sonlanmıştır. Hediyem hazırlandı ve paketlendi. Şanslı kişiyi yarın belirleyeceğim. Kargo ise pazartesi yola çıkacak. Ben çok heyecanlıyım ya siz?
Çekilişe katılan arkadaşlarımın listesi. Hepinize katıldığınız için teşekkür ederim. 
  1. sezobigo
  2. emelden.blogspot.com
  3. meral sanatevi
  4. rengarenk daphne
  5. İlayda'dan hobiler
  6. cimcime
  7. evkuşu
  8. margazit
  9. Beyza sultanın dünyası
  10. marifetli peri
  11. Bir ayda masalı
  12. hayat cafe
  13. AFDMRW
  14. bir tutam kekik
  15. dilek
  16. aklımdan geçenler mideme düşenler
  17. gülnazaksu
  18. hobihuzur
  19. undenied
  20. tülin
Yarın görüşmek dileğiyle iyi geceler...

19 Aralık 2011 Pazartesi

   
   Dün yazdığım postta cumartesi günü gelen misafirlerimin bana getirdikleri güzel cicileri sizlerle paylaşmayı unutmuşum. İkisi de el emeği göz nuru! 
   Buradan tekrar teşekkür ederim.

18 Aralık 2011 Pazar

   Dün misafirlerim vardı. Cemre Masal'ın kırkı çıktı ve ailesiyle birlikte ilk gezmesi olarak bize geldiler. Çok mutlu oldum ve onun için fotoğraftaki cicileri hazırladım. Bebek'li mini bez pastası ise annemden.


Miniğimiz uyuya uyuya geldi ve gidene kadar da uyanmadı. O yüzden fotoğraflarımız gözleri kapalı çıktı. :)   Hoşgeldin Cemre Masal! Kendin gibi güzel bir ömür diliyorum senin ve ailen için.

    Bu arada çekilişimize 2 kişi daha katılmış. Böylelikle oluşan 15 kişilik liste şöyle.

  1. sezobigo
  2. emelden.blogspot.com
  3. meral sanatevi
  4. rengarenk daphne
  5. İlayda'dan hobiler
  6. cimcime
  7. evkuşu
  8. margazit
  9. Beyza sultanın dünyası
  10. marifetli peri
  11. Bir ayda masalı
  12. hayat cafe
  13. AFDMRW
  14. bir tutam kekik
  15. dilek

Çekilişe katılmak için son hafta. Şanslı kişiyi 25.12.2012'de açıklayacağım.
    Herkese iyi pazarlar.

14 Aralık 2011 Çarşamba


Herkese merhaba!
 Bu hafta benim için çok yoğun geçiyor. Bir psikolojik danışman olarak 7-19 yaş aile eğitimi alıyorum. Daha sonra kendi okulumda velilerime ben vereceğim bu eğitimi. Pazartesiden beri her gün sabah 9 akşam 5 eğitim alıyoruz. Bizim için bu kadar yoğun olmasına rağmen veliler için 8 hafta boyunca sadece haftada bir gün verilen bir program.
7-19 YAŞ AİLE EĞİTİM PROGRAMI güzel hazırlanmış, eğer sizin çocuklarınızın okullarında da bu eğitim açılırsa kaçırmayın derim. Çocuklarınızın geçtiği dönemlerin özelliklerini anlayabilmek, onlarla ilişkinizi düzenlemek, sorunlarınızı beraber çözebilmek ve büyümeye giden yolda birlikte adım atabilmek, ona yol gösterebilmek için bence her anne-babanın alması gereken bir eğitim.

Bu yoğun çalışmanın arasında fırsat bulupta sayfama bakamamıştım. Bu gün itibariyle çekilişime 13 kişi katılmış. Hepinize ilginiz için teşekkür ederim. Katılımın son tarihinin 24.12.2011 olduğunu hatırlatıp, katılmak isteyenlerin sadece "sizlere bir hediyem var" başlıklı yazıya yorum bırakmalarını rica ederim. :)

Hediyemin taliplileri: (şimdilik...)
  1. sezobigo
  2. emelden.blogspot.com
  3. meral sanatevi
  4. rengarenk daphne
  5. İlayda'dan hobiler
  6. cimcime
  7. evkuşu
  8. margazit
  9. Beyza sultanın dünyası
  10. marifetli peri
  11. Bir ayda masalı
  12. hayat cafe
  13. AFDMRW

İyi geceler dostlar :)

11 Aralık 2011 Pazar

Sizlere Bir Hediyem Var

Bir süredir yazı yayınlayamadım.
 Bu süre içinde sevdiklerim için bir sürü küçük küçük yeni yıl hediyeleri hazırladım.
 Bir de baktım ki blogger da bir yılım dolmuş. Eee malum yeni yılda geliyor. Bu nedenle hazırladığım küçük hediye paketlerimden birini de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eğer hediyemin sahibi olmak isterseniz 24.12.2011 tarihine kadar izleyicim olup bu yazının altına yorum bırakmanız yeterli. İsteyenler kendi sayfasından duyuru yapabilir. Hediyemin sahibini 25.12.2011 tarihinde klasik usül kurayla belirleyip, açıklayacağım.
Peki hediyem ne mi? O da süpriz olsun. Yeni yılın ilk günlerinde sizlerle resimlerini paylaşırım.
Çam sakızı çoban armağanı.
Hadi hayırlısı...

30 Kasım 2011 Çarşamba

Hasta oldum :(

Hastayım, 3 gün raporluyum ve evde yatıyorum. Dünden beri ateş ve titreme geçmedi gitti. Bademciklerim iltahaplanmış. Sabahtan beri yeni kendime gelebildim. Kendimi bildim bileli çekiyorum bu bademciklerimden.
Alalım dediler ama cesaret edemedim bir türlü bu yaşta. Neyse yine hastayım işte...
Ama boş dururmuyum hiç. İşte bugünün kareleri...

,

Bir gözüm açık bir gözüm kapalı battaniyenin altında işledim bu yastığı. Önce 2102 işlemişim. Farkedince söktüm. Sonra 2021 yapmışım nasıl oldu anlamadım.
En sonunda doğru yapabildim 2012'yi.
Hatalarıyla beraber 2012 için lavanta kokulu kapı süsüm (ağaç süsü de olabilir minik çünkü)



Sanırım antibiotikten olacak devamlı karnım gurulduyor.
En sonunda dayanamadım, kalktım ve kek yaptım.
Ve esmer unla yapılmış havuçlu, tarçınlı ve zencefilli kekim....

Fotoğrafları beğenmedim ama neyse... Daha iyileri bir daha ki sefere.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Evimdeki kelebek


     lavanta bahçesi blogundaki birbirinden güzel çalışmalara baka baka sonunda bende artık daha fazla dayanamadım. Bu benim hesap işi ya da kanaviçe olarak (hangisi daha doğru ya da ikisi de mi doğru bilmiyorum) ilk çalışmam. Nasıl beğendiniz mi?
     Evde boş duran pembe ikea çerçevelerim vardı. Şimdilik onlardan birinin içine yerleştirip en üst fotoğraftaki gibi yatak odama yerleştirdim. Diğer fotoğrafları ışık daha iyi olduğundan sizler için salonumda çektim.
     Kelebek çalışması biter bitmezde 3 farklı işe birden başladım. Onlara tamamlandı mı mutlaka sizinle paylaşacağım.
     Buarada izleyici sayım 100'e ulaşmış. Varlığınız için herkese teşekkür ederim. Birilerinin yazılarımı okuduğunu düşünmek, acaba yorum yapılmış mı diye heyecanlanmak çok güzel...

27 Kasım 2011 Pazar

Haftasonu


        Dün öğlen çıktık evden ve eşimin çalıştığı okulun bir etkinliği için Kuşadasına gittik. Bu sabah ise pırıl pırıl bir havayla güne merhaba dedik deniz kıyısında. Ohh be! Kış gelemedi hala :)

24 Kasım 2011 Perşembe

ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!


Muallimler!
 Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar öğretmenleri ve eğiticileri,
 sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
Eserin kıymeti,
sizin maharetiniz ve fedakarlığınız derecesiyle
mütenasıp bulunacaktır.

Mustafa Kemal ATATÜRK

23 Kasım 2011 Çarşamba

Pamuk kokusu...



                             Mis gibi pamuk kokulu süslerim bu akşam geldi evimize. Baumax'tan...

13 Kasım 2011 Pazar

HERKESE KOCAMAN BİR MERHABA!

     İşte uzuunca bir aradan sonra geri döndüm. Yaklaşık üç buçuk aydır birşeyler paylaşamadım sizlerle. Ama internete erişebildiğim kısa zamanlarda takip etmeye çalıştım sizleri. Okulda olduğum zamanlarda MEB tarafından yasaklandığı için açılmıyor blogger sayfaları. Evimiz de ise taşınalı yaklaşık 4 ay olmasına rağmen hala internetimiz yok. Artık internet bulduğum yerlerde kısa kısa da olsa yazılarımı paylaşmak istiyorum. Bu güne kadar neler yaptığıma gelince:

  • Öncelikle İzmir'e taşındık ve yeni evimize yerleştik. Bu süreçte evle ilgili yaşananlar başlı başına bir kaç yazıda ancak anlatılır.
  • Gelir gelmez soluğu kordonda alıp İzmir'imizin havasını doyasıya içimize çektik.
  • Okulların açılmasıyla beraber yeni okuluma gitmeye başladım. Masamda ki çiçekte eşimden :)


  • Hazırladığım kahvaltı sofrasında çok özlediğim ailemle beraber keyifli vakitler geçirdik.

  • Ailemize minik bir prenses katıldı. Artık teyze oldum :)

  • Minik prensesimize mevlüd düzenledik. Sağlıklı, uzun ömürlü olsun diye... Bez pastası marifetli annemden. Parti süslemeleri benden. Güzel yiyecekler herkesin ortak çalışması. Belki bununla ilgili de bir yazı yazarım belli mi olur.

  • Bir haftasonu Edremit'e teyzoşun yanına kaçtık. Harika bir balık sofrası ve rüzgarlı, soğuk bir sahil kaldı aklımızda.
  • Okulumuzda ise demokratik bir seçimle okul başkanımızı seçtik.

  • Veee... İzmir'e döndüğüme daha fazla sevinmeme sebep olan bir şey daha. Ece AYMER'le tanıştım. Tam hayal ettiğim gibi, sizlerin de anlattığınız gibi sıcacık bir insan. Yüreğinin güzelliği ellerine sanatına yansımış.
Özetle 3 ay böyle geçti. Fırsat buldukça yeni şeyler paylaşabilmek dileğiyle. Kendinize iyi bakın.

29 Temmuz 2011 Cuma

GİDİYORUM ARTIK

Şu anda okulda son saatlerim. Yavaş yavaş vedalaşıyorum arkadaşlarımla. Birazdan çıkıp Antalya'ya doğru gideceğim. Yarın ise İzmir'e hareket. Bakalım bundan sonra neler neler bekliyor bizi... :)

27 Temmuz 2011 Çarşamba

YAŞAMAK...


YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İzzet-i nefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım istemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
Görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.
YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜRLER!!!

Şili'nin Nobel ödüllü şairi Pablo NERUDA

Bu sabah gazetede Ali Eyüboğlu'nun yazısında okudum bu şiiri. Farklı duygular uyandırdı bende. Her insana bir kez veriliyor yaşama şansı. Acaba yaşamak yerine yavaş yavaş ölüyormuyuz bazılarımız...
Doyasıya yaşamak dileğiyle...

25 Temmuz 2011 Pazartesi

ŞEKER TADINDA BİR HAFTA DİLEĞİYLE!

    Bu hafta Antalya'daki son haftamız. 31 Temmuz Pazar günü İzmir'de evimizde olacağız. Nasıl heyecanlı ve mutlu olduğumu anlatamam. Ağustos ayının ilk haftaları evimizi yerleştirmekle geçecek. Ama olsun o anları düşünmek bile çok keyifli benim için. Tek sıkıntım Antalya'daki güzel dostlarımdan ayrılmak malesef... Umarım şartlar el verdikçe tekrar tekrar biraraya gelebiliriz.
    Fotoğraftaki çikolatayı bir arkadaşım Almanya'dan gelirken getirmiş. İtiraf etmeliyim ki her ne kadar  çikolata delisi olsam da üzerindeki resim ilgilimi daha çok çekti. Malesef çikolatamı sizlerle paylaşamıyorum ama resimleriyle birlikte herkese şeker gibi bir hafta diliyorum....

23 Temmuz 2011 Cumartesi

DONdurMA!!!

Aslında içeriğindeki yoğun şekerden dolayı DARKa dondurma vermiyoruz. Sıcak havalarda buz küpleriyle onu serinletmeye çalışıyoruz. Ama dün Antalya sıcağında yaptığımız yürüyüşte biz dordurma yerken ki bakışlarına dayanamadım ve külahımda kalan küçük bir parçayı oğluşumla paylaştım. :)) Tabi ki bu keyif sadece 4.5 saniye sürdü. Göz açıp kapayana kadar mideye indirmişti dondurmayı. Bu arada kendini acıklı bakışlarıyla istediğini elde etmeyi çok iyi biliyor bizimki...

NOT: DUR tabelası da resimlerin espirisi olmuş. Şimdi fark ettim. :)

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Yerim Seni PİŞİ!

   Uzun zamandır yazı yazamıyorum. İzmir'e dönene kadar da bu böyle olacak sanırım. Eşyalarımız bir yerde biz başka bir yerde, ufak tefek karmaşıklıkların içinde yaşıyoruz bu aralar. Okuldaki öğrencilerin lise tercihlerinin bitmesini bekliyoruz. Beraber emek harcadık bu güne kadar onları yarı yolda bırakmak olmazdı. Artık Ramazan başına kadar böyle devam edecek gibi.
   Bende bu temponun içinde hiçbir şeye zaman ayıramıyorum eskisi gibi. Ama arkadaşımın "Annemin pişilerini özledim" diye ağlamasına daha fazla dayanamadım. Mutfağa geçtim ve ilk kez pişi yaptım. Pakmayanın kuru mayası, biraz süt, biraz su, tuz ve 1 kilo kadar unla hamur yoğurdum. 30-35 dakika bekledikten sonra yağladığım ellerimle kabaran hamurdan parçalar koparıp kızgın yağın içine attım. Kısa sürede küçücük hamur parçaları puf puf kabardılar. Bizde onları kahvatlıda diğer kahvaltılıklar eşliğinde yedik. Yemekten sonra aldığım teşekkürler beni mutlu etmeye yetti. Benim pişilerde anne elinden çıkmış kadar mükemmel olmasalar da çok lezzetlilerdi ama...
NOT: Sanmayın ki bu güzellikler sadece benim eserim. Eşsiz eşiminde yardımlarını unutmamam lazım :)

29 Haziran 2011 Çarşamba

MY SWEET HOME :)








Bir aya kadar tamamen yerleşeceğim İzmir'deki evimizle ilgili planlarım var da...

23 Haziran 2011 Perşembe

...


Ne zamandır bir şeyler paylaşmıyorum. Yazamıyorum daha doğrusu. Yazacak bir şeylerimin olmamasından değil sadece içimden gelmiyor. Okullar kapandığı için senenin yorgunluğu mu var desem, tayinim İzmir'e çıktığı için arkadaşlardan ayrılacak olmamın hüznü mü, evimizi İzmir'e taşıdık yoksa onun stresi mi ya da çok sevdiklerime karşı hissettiğim kırgınlık mı... Bilmiyorum. Belki de sadece mevsimseldir. Hayatın akışına bırakırsam kendimi yavaş yavaş her şey değişir. Ne dersiniz?

29 Mayıs 2011 Pazar

KAYBOLMAMIN NEDENİ

10 günden fazla olmuş bir şeyler yazmayalı. Ama bahanem çok dinlemeden karar vermeyin. Hazırsanız başlıyorum anlatmaya...

19 Mayıs zamanı 4 gün tatil olması nedeniyle okul olarak Çanakkale'ye gezi güzenleyelim dedik.
Gezi güzergahı Antalya-Akçay-Çanakkale-Foça-İzmir-Şirince-Antalya. 
Süre 4 gece 3 gün. 
İçerik: (bkz. aşağıdaki fotoğraflar.) Ayvalık Cunda adasında deniz kenarında Ayvalık tostu yenildi, kucağımıza atlayan kediler biraz sevildi, Akçay'da bir otel de konaklandı, Sabah kahvaltısının ardından doğru Çakkaleye gidildi ama bir gün de gez gez bitirilemedi. Gece Foça'ya gelindi ve orada bir otelde konaklandı. Sabah kahvaltının sonrası İzmir'e geçildi. Özlenen KORDON havası doya doya içe çekildi, bizi karşılayan ailemizle hasret giderildi, Midye dolma yendi, Asansörden İzmir'le vedalaşıldı ve Şirince'ye geçildi. Şirincenin dar taş sokakları gezildikten sonra Antalya'ya dönüldü. Sabah 5te evdeydik.





Sonuç: Akçay'da yağmurda ıslanmaktan, Çanakkale ve İzmir gezisinde sıcaktan kurtulmak için soğuk soğuk içecekler tüketmekten ve yorgunluktan hem faranjit hem de grip olmuş bir ben.
1 hafta oldu geziden geleli ve ben kendimi daha yeni toplayabildim. Bunda yaklaşan SBS'den dolayı işlerimin yoğun olması ve dinlenemememin etkiside çok büyük tabi ki. Bütün bir haftayı yandaki bardak elimde geçirdim :(  Ama yine de; çok güzel bir geziydi. Çanakkaleye daha fazla zaman ayırmak gerek. Bu arada İZMİR'imi ve ailemi çok özlemişim. Bu geziyle ilgili anlatacaklarm bu kadar sanmayın bu sadece bir açılış. Eğer araya başka şeyler girmezse en az 3 yazı daha çıkar bu konudan.
AAAAA! Bi de, bileziğim nasıl? ŞİRİNCE hatırası :)

18 Mayıs 2011 Çarşamba

İLK YIL DÖNÜMÜ...


   

Günleri sayardık önce 
1 ay kaldı, 2 hafta kaldı, 10 gün kaldı diye.
Ne oldu nasıl oldu anlamadan gelip geçti o özel gün.
Bak bir yıl oldu bile.
Söyleseler inanamazdım!
Ama iki elmanın yarısı gibi
Tamamladık birbirimizi.
Biliyorum hiç bir güç kolay kolay ayıramaz bizi.
Ne insanlar, ne yollar ne de başka engeller...
Öyle bir sevgi var ki aramızda
Ateş gibi yakıcı ama bebek gibi masum.
Hiç bitmeyecek biliyorum,
Söylemekten bıkmayacağım biliyorum.
Sen benim şansımsın,
SENİ SEVİYORUM.



       15 Mayıs 2011 bizim ilk evlilik yıldönümümüzdü. Ne yapsak nasıl yapsak yok pazar gününe denk geliyor diye düşünürken ben, eşim saf numarası yapıp beni uyutmuş Kemer'de bir otelde rezervasyon yaptırmış. Bir gün önce söylemek zorunda kaldı çünkü çok hastalandı ve rezervasyonu iptal ettirmeyi düşündük. Ama ertesi gün kendini iyi hissedince canım benim düşük yollara.

        
       Antalya'nın Kemere doğru giden bir tarafı deniz bir tarafı deniz bir tarafı çam ağaçlarıyla kaplı yollarından ve 3 tane küçük tünelcikten geçerek doğayla iç içe olan otelimize vardık. Her şey o kadar güzeldi ki, temiz hava, bir birinden lezzetli yemekler, sessizlik, huzur ve aynı zamanda eğlence...
Güzel bir haftasonu geçirdik. Havasından mı, suyundan mı yoksa sevdadan mı bilmem... diyerek resimlerimizle birlikte bu yazıyı noktalıyorum. 

  
 Otel bir yamaca kurulmuş, bu teleferikle tepeye çıkabiliyorsunuz.


En tepeden Kemer-Akçay manzarası


Ah! Bir de gerçek olsa...


Otelin devre mülkleri birer köşk gibi
 Nuh'un gemisi
 Rengarenk kuş evleri çok şirinler
 Ve bahçede gezerken ördekler, kazlar, sülünler, hindiler, tavus kuşları ve daha pek çok hayvan 
bizlere eşlik ediyordu