20 Ocak 2012 Cuma

TARİHİ KEMERALTI ÇARŞI

Bugün annemle birlikte Kemeraltı'na indik. Bizim buralarda böyle söylenir. Aslında inilen çıkılan bir yer yok ortada ama. Bilmiyenler için söylüyorum İzmirin Kemeraltısı sizin bildiğiniz gibi çarşı. Ama ne çarşı! Ne ararsanız var... Hatta aklınıza gelmeyecek ya da daha önce hiç görmediğiniz duymadığınız şeyler bile var. Yolu düşenlere mutlaka tavsiye ederim. Yalnız orada gezerken ara sokaklara girmeli altını üstüne getirmelisiniz. Örneğin balıkçıların oradaki bir dükkanda bulabileceğiniz en ucuz ahşap objelerin olduğunu söyleyebilirim. Ya da Şadırvanın oradaki turşucuda "aaaa! Bununda mı turşusunu yapmışlar dedirtecek kocaman kavanozları görebilirsiniz. Kızlarağası hanının mistik havasında çeşitli otantik objeler bulabilir, Hisarönünde meşhur fincanda pişen boool köpüklü Türk kahvesini içebilirsiniz. Eğer rejimdeyim demezseniz ve sıraya girerseniz yine meşhur şambalinin tadına bakabilirsiniz. Bu arada anneannemin hatırlatmasıyla ekliyorum bir de bir oturuşta 50 tane yemeden kalkamayacağınız bir midyecimiz de var. Kumaşlar, baharatlar, baklagiller, balık, et, sakatat, evcil hayvan, hırdavat, kıyafet, ayakkabı, gelinlik, çiçek soğanı, tesbih, dibek kahvesi bulabileceklerinizden bazıları. Yaşayacağınız nostalji de cabası...
Aklımda böyle birşey yoktu ama bir tanıtım postu gibi oldu bu yazı galiba. Gidişat onu gösteriyor :) Madem öyle birkaç fotoğraf ekliyorum sizler için. Daha sonra devam ederim.





Neyse nerede kalmıştık....
Biz de annemle Kemeraltına indik bugün. İlk olarak Değirmen'e gittik. Burası en az 30-35 sene önce annemin anneannemle beraber geldiği biryer. Şimdi annem ve ben gidiyoruz. Mutfağınız için bulabileceğiniz çeşit çeşit bakliyat, baharat, kuru meyve, salça, tarhana.... falan filan var. Yurdun dört bir yanından geliyorlar.  Miss gibi kokuyor her şey. Benim payıma düşenler : kurutulmuş domates, defne yaprağı, maş fasülyesi, kırmızı fasülye, kabuk tarçın ve karanfil. Annemin payı ise : kırık darı, bulgur, kuru börülce, çekilmiş deniz tuzu.
Daha sonraki durağımız ise hisarönündeki tuhafiyeler oldu. Burdan da annemle ortak projemiz için jelatin, kanaviçelerim için iplikler ve iğneler, beyaz keçe, biraz kordonet ve pembe puantiyeli fırfırlı kurdele aldım. 
Ayrıca belki bilenler vardır ama benim yeni tanıştığım ROSSMAN adında bir mağaza var karşıyakada. Bir şubesi de buradaymış. Orda da kalp süsler ve desenli kağıt mendil buldum ve birer tane kaptım. 
Bu yazdığım en uzun postlardan biri oldu herhalde. Anlat anlat bitmez işte. Gelin, gezin, görün derim. Hatta kahvemizi beraber içelim :)


Bu da benim cicilerin resmi. Kuzulu mendil ne sevimli di mi?
Hoşçakalın...

19 Ocak 2012 Perşembe

Hediyelerim sahibine ulaştı


      Yeni yıl çekilişimin talihlisi sevgili margazit olmuştu. Süpriz hediyelerim küçük aksaklıklara rağmen sonunda yerine ulaştı. Sevgili margazit beğenilerini de iletti bana. Bana da bu haberi sizlere ulaştırmak ve resimlerini paylaşmak kaldı. Eh artık sıra bende. İşte sevgililer günü için yapılan birkaç çekiliş. Bakalım şans bana da gülecek mi?


güzel bir pijama için ise http://zepsworld.blogspot.com/

iyi geceler hepinize...

14 Ocak 2012 Cumartesi

Cumartesi'den haberler

Merhaba; 
Bugün sabahtan beri evimle uğraştım. Biraz ilgisiz kalmışta :) Sonunda işlerimi bitirdim ve kahvemi yudumlarken size bir selam vereyim istedim.

Sizler için yukarıdaki 3 fotoğrafı seçtim. Birincisi dün karşıyaka'da kumaş pazarından aldığım kumaşlar. Öylesine bakmak için girmiştim, tezgahtar bayana işlemelik keten var mı dedim, elinde keten olarak ne var ne yoksa gösterdi bana. Ama hiç biri istediğim değildi. En sonunda öyle bakınırken krem rengi olan kumaşı gördüm. İşte bu işlemelik keten dedim ve hemen aldım. Diğer kumaşlar ise renklerine dayanamayıp, yarımşar metrede şunlardan kesiver dediklerim. Sarı olanı ne yapacağımı bilmiyorum, üzerinde şal desenleri var. Ama diğer kumaşlar için projelerim şimdiden hazır. Yalnız bir süre bekliyecekler çünkü elimde bitmemiş o kadar çok iş var ki. Boyamalar, etaminler... Ketenin üzerindeki paketin içindede metal güller var. Ve altları kendinden yapışkanlı. Çok ucuza aldım, nasılsa bir yerde değerlenirler değil mi?
İkinci fotoğraf ise biraz sonra bilgisayarı kapattığımda elime alıp işlemeye devam edeceğim yarım projelerimden biri. Ne olduğunu söylemeyeceğim. Süpriz. Biter bitmez haberiniz olacak. Söz veriyorum.
Son fotoğraf ise yaklaşık olarak bir aydan daha uzun bir süre önce anneannemin diktiği sümbül soğanlarımdan birine ait. Bugün su verirken dikkatlice bakınca içinde açık yeşil birşeyler gördüm. Galiba filizleniyor :))) Hep hazırlardan alıyordum. Bunlar benim soğandan yetiştireceğim ilk çiçeklerimde. Çok heyecanlıyım o yüzden.

Bu sabah pırıl pırıl bir gökyüzü ve çocukların, köpeklerin, kuşların sesleriyle uyanmamıza rağmen, şimdi gri, puslu bir hava ve bolca gök gürültüsü var. İzmirin havasına güven olmaz diye boşa dememişler. Bu havada yapılabilecek en iyi şey bir fincan kahve (bitki çayı da olabilir), TV'de güzel bir film, elimde de işlemelerim. Oohhhh! Gel keyfim gel...

Hepinize mutlu haftasonları diliyorum!

11 Ocak 2012 Çarşamba

İyi Geceler


Harika bir blog ve kelimelerle tarif edilemeyecek güzellikte bir butik otelle karşılaştım az önce. Dakikalarca hayallere daldım resimlerine bakarken. Sonunda kendimi huzur dolu ve yüzümde bir gülümsemeyle buldum. Bir de orada olabilsem nasıl olacak düşünemiyorum.Ve cici ev sahibesi harika bir hediye hazırlamış. Bir göz atın bakalım. http://girls-on-blog.blogspot.com/


Bu arada pazartesi günü eşimle beraber semazen kursuna başladığımızı söylemiş miydim? İlk günün sonunda bolca baş dönmesi ama garip bir mutluluk vardı üzerimizde. Ben ayağımı incilttiğim için çok fazla zorlamadım kendimi ama hocamızın dediğine göre eşim oldukça iyiymiş. Günün sonunda kıyafetleri giydirip birde öyle dönmesini istedi ondan. Fotoğraflarını eşim izin vermediği için paylaşamıyorum malesef. Ama belki bir ara kaçırırım.

8 Ocak 2012 Pazar

Geri Dönüşüm Başlasın...


   Dün halam bizde kalmıştı. Bu sabah bol acılı bir kahvaltıdan sonra otururken, salondaki deri kaplı sehpa gözümüze takıldı. Kendisi mobilyalarımızı aldığımız yerin hediyesiydi. Salonun dekorasyonuna hiç mi hiç uymadığı için birilerine vermek istemiş ama bir türlü kimseyi bulamamıştım. Öylece salonun bir köşesinde duruyordu. Biz de nasılsa bir işe yaramıyor şansımızı deneyelim dedik ve kaplamasını söktük. Manzara pek iç açıcı değil, çünkü mdf,, sunta vb. ne bulurlarsa ondan yapmışlar sehpayı. Ama biz planımızı yaptık bile. Önce iyi bir rötüşlanacak sonra da... Biraz zaman alacak gibi ama bakalım sonuç ne olacak... İşleme başlamadan önce ve zımbaları tek tek sökerken bolca resim çekmiştim sözüm ona. Ama bilgisayara yüklerken yanlışlıkla sildim. Elimde bir tek bu resim kaldı. İşler daha başından ters mi gitmeye başladı ne :)

3 Ocak 2012 Salı

MuTLu YıLLaR!


Geç kalmış bir yeni yıl postu!
Bu yılın son günlerinde sevdiklerime hediyeler hazırladım, okulda arkadaşlarımla bir parti verdik, yılbaşı akşamı için Antalya'ya gittik, yolda kar manzarası izledik (dokunamasak da)....
Bir yıl daha böyle bitti. Hoşgelmişsindir umarım 2012! Bize hayalini kurduğumuz her şeyi getiremesen de, yeni acılar, üzüntüler yaşatma lütfen. Umutlarımızın olduğu, neşenin, mutluluğun ve huzurun hüküm sürdüğü bir yıl olması dileğiyle...
Sevgilerimle...