29 Şubat 2012 Çarşamba

Eski püskü bir çerçeve

  
  Fotoğraflardaki çerçeveyi göstermekti amacım aslında. Bit pazarında buldum onu. Eve gelince iyice temizleyip kendi renginin üzerine hiç zımpara kullanmadan mumladım ve krem rengine boyadım. Sonrası malum işte. Şimdilik beğendiğim bir resmi koydum içine ama en kısa zamanda bir çarpı işi hazırlamak istiyorum. Bakalım kısmet. 
   Bu arada sehpanın alt tarafındaki takımda eşimin hediyesi. Benim eski ve cam eşyalara olan ilgimi bildiği için gördüğü gibi kapmış getirmiş. Süpriz yapmış bana bitanem.
   Ve salonumuzdan genel bir görünüm. Yavaş yavaş eksiklerini tamamlıyoruz işte. Sanırım duvara ayna ya da tablo gibi bişeyler asarsak tamam olacak gibi.
    Bir çerçevenin fotoğraflarını koyayım dedim, bir sayfa yazı yazdım .Konuşmaya ihtiyacım varmış anlaşılan. Bu bloglar... Ne çok işe yarıyorlar değil mi?
   Geçen hafta sonu rahatsızlandım biraz, üşütmüşüm. Pazartesi günü iyiyim diye düşündüm ve okula gittim. Ama akşam eve zor geldim. Ateş ve titreme... Şimdi Cuma'ya kadar raporluyum. 2 gündür ilaçların nedeniyle herhalde durmadan uyuyordum. Şimdi Birazda Hürrem'in aşkına :) Açtım gözlerini ve dizinin başlamasını beklerken bişeyler yazayım dedim. Neyse artık dizi başlıyor :))
   Herkese sağlıklı bir hafta diliyorum.

26 Şubat 2012 Pazar

ANNEMİN CİCİLERİ 1


   Bu sabah Dark'la beni annemlere bıraktı eşim. Bütün gün oradaydık. Eeee havada güzel olunca kahvelerimizi alıp biraz teras keyfi yaptık. Bu arada terastaki küçük odadaki sandık gözümüze çarptı kurcalamadan duramadık. Ve işte annemin katıldığı kurslarda kendi elleriyle yaptığı cicileri... Fotoğraflar ise kardeşimin objektifinden...
Bu mavi örtüyü ben daha ilkokuldayken  yapmıştı annem. O zamandan beri gözüm vardı. Ama bugün benim oldu :) Yine de "değerini bileceksin bak ona göre" demeden de duramadı annem.
Kurdele nakışı bir tepsi...
Benim tel kırma kına örtüm. Aslında terlikleri de var ama fotoğraflamayı unutmuşum. Fotoğraflamak için tekrar başıma örttüm bugün.
Türk işi 5'li takım.
Kurdele nakışı 2 şimentablodan oluşan bir takım.
Aslında bunu hazır aldık ama fotoğraflamak istedim. Hakiki Buldan bezi üzerine sırma makine nakışı.
   Bir bohça...

   Daha çooooook devamı gelecek bu işlerin. Bunlar sadece bir kaç tanesi diyebilirim. Neler var neler bir bilseniz.
Anneciğim benim. 
En becerikli, en bilgili, en güzel, en özel benim için. Herkes için annesi öyle değil mi?

24 Şubat 2012 Cuma

Oleeeey! Bir ilk gerçekleşti benim için :)

   Hasta hasta, gözüm yarı açık yarı kapalı yatarken birden aklıma geldi. Şu yarışma noldu diye. Bilgisayarımı açtım ve bi baktım ki 10 marifet 'in sevgililer günü için düzenlediği yarışmanın sonuçları az önce açıklanmış. Veeeeee 3. olmuşum. Nasıl sevindim ve şaşkınım anlatamam. Katılan herkesi tebrik ediyorum ve 10 marifet, Hobi Meydan ve Anchor'a teşekkür ediyorum. Bu arada beni destekleyen herkese ayrıca çok çok teşekkür ederim arkadaşlar. 
   İşte benim aşk dolu yastığım. Beni çok uğraştırmıştı ama şimdi bir kez daha değdi doğrusu. Şimdi bir bardak bitki çayıyla kutlamalıyım bu haberi.  :))


Herkese mutlu, sağlıklı ve keyifli haberlerle dolu hafta sonları :))

17 Şubat 2012 Cuma

ŞU SIRALAR........OKUYORUM


Okunması kolay, son derece açık bir dille yazılmış. 
Bir otel yangını çözmeye çalışan sigorta ekspertizinin üzerinden Mevlana ve Şems'in hikayesini ve AŞK'ı anlatıyor. Metro'da gidip gelirken okunulası bir kitap.
Başladığım tarih: 15.02.2012
Bitirdiğim tarih: ....

16 Şubat 2012 Perşembe

Aşkımızın Yastığı


    Daha önce sizlerle paylaştığım işlemem tamamlandı ve son halini aldı. Asıl amacım onu sevgililer gününe yetiştirmekti ama bu akşam bitebildi ne yazık ki. Ve bir gün rötarla eve geldiğinde eşime sürpriz oldu. Tamamen elde diktim bu yastığı. Aslında annemde makinede de dikebilirdim ama her şeyiyle benim emeğim olsun istedim. Ufak tefek hatalarım var ama ilk kez böyle bir çalışma yapmama rağmen benim içime fazlasıyla sindi. 
      Bu arada 10 marifette yarışma varmış. Yastığımla bende katıldım. Yazım onaylanır onaylanmaz tabi ki onu beğendiyseniz oylarınızı bekliyorum. Haberiniz olsun :))

Aaaa! Eşim yastık için ne tepki mi vardı. Çooook çook beğendi :)))


    Bu resimde 14 Şubat akşamı kuzenim Burçin'le birlikte hazırladığımız soframıza ait. Bütün gün oradan oraya koşup alışveriş yapıp daha sonraki zamanı mutfakta geçirdikten sonra, birbirimize olan sevgimizin ve dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dilekleriyle 4'ümüz ve 1 bebek 2 köpek eşliğinde yedik yemeğimizi. Sevgililer günü filan bahane sevdiklerimizle olmak şahane :)

Hoşçakalın.

9 Şubat 2012 Perşembe

İDİL'İN PEMBİŞ KUTUSU

    
Henüz bir buçuk yaşında olan şeker mi şeker yeğenim için hazırladım bu kutuyu. Annesi tokalarını koymak için istedi. Şeker pembe ve fuşya rengini kullandım. Üzerine fırçanın arkasıyla puantiyeler yaptım, kapağındaki çiçek hamur kabartma. Bir de çıkartma nazar boncuğu ekledim. Nazar değmesin bıdığımıza diye.
    Güle güle kullan prensesim. Yakışır ama di mi?

BİT PAZARI VE ÖNERİLER


        Merhaba!
    Pazar günü söz verdiğim yazıyı ancak bugün yazabiliyorum. Ah ah! Her gün yazı yazabilmeyi bir başarabilsem.
    Küçük bir bilgi paylaşımı: Her gün biraz kitap okumak ve bir kaç satır yazı yazmak beynimizin daha fazla çalışmasını sağlıyor ve alzheimer'a yakalanma riskimizi oldukça düşürüyor. Aynı zamanda hafızamızı kuvvetlendirdiği için gün içinde sıkça yaşadığımız unutkanlıkların ortadan kalkmasına yardımcı oluyor. O zaman post yazmaya devam :)
    Üstteki resimler İzmir'deki bit pazarına ait. Oldukça ilginç, eğlenceli, karmakarışık, pis bir o kadar da hüzünlü bir yer. Orada 50 krş ya da 1 TL'ye satılan şeylerle evinin eşyalarını tamamlamaya çalışan insanlar, kullanılmış kıyafet ve ayakkabılarla üst başını tamamlamaya çalışanlar ya da ordan burdan, çerden çöpten topladıklarıyla para kazanmaya çalışanlar... Bu işin gerçek yanı aslında. Ama benim bu yazıyı yazmamdaki temel amaç bu değildi tabi ki.
    Sabah 09:30'da eşim, halam ve ben ordaydık. Ama dolaşırken anladık ki geç bile kalmışız. Çünkü antika toplayıcıları ve satıcıları saat 07.00-07.30 gibi gelip orjinal parçaların tamamını topluyorlarmış. Bir daha ki sefere sabah daha erken saatlerde gidip daha sonra kahvaltı yapmaya karar verdik.
    Burası oldukça kalabalık bir yerdi. Her kesimden ve her türden insanları görmek mümkün. Üniversitede öğrenci olduğunu tahmin ettiğim bir çok genç, evinin dekorasyonu için değişik şeyler arayan bayanlar, tamir aletlerine ya da elektronik ürünlere bakan beyler, aaannnee baaaak! diye bağıran çocuklar....
    İşte bunlarda benim payıma düşenler.
    Doğan Cüceloğlu'nun İnsan İnsana kitabının 2.baskısı. 1980. Benim için önemli bir kitap. 1TL
    Büyük bir metal çikolata kutusu. Şimdi kanaviçe kutum oldu. 1TL
    Eski anahtarlar. Çeşitli projelerle değerlendirilebilir. Tanesi 1TL
    Çatla ve kaşık. Onlardan pano yapmak istiyorum. Takımı 4TL
    Birde 1TL'ye aldığım bir çerçevem var ama şimdilik içi boş. Tamamlayınca sizlerle paylaşacağım.
    Halam da güzel yeşil bir kutu, 2 tane cam şişe ve bir birinin aynı 2 küçük pano aldı. Ama fotoğrafları onun makinesinde kalmış. Daha sonra paylaşırım artık.
    Bit pazarına gidecekler için bir kaç öneri.
1) Satıcıların söyledikleri fiyatların yarısını teklif edin. 10TL olan bir şeyi pek ala 5 ya da 4 TL'ye alabilirsiniz.
2) Yanınızda mutlaka poşet götürün. Çünkü bulamayabiliyorsunuz.
3) Mutlaka bozuk parayla gidin. Hatta metal paralarla.
4) Yanınızda ıslak mendil gibi bir şeyler bulundurun. Bir süre sonra ellerinizi hiç bir yere değdiremiyorsunuz.
  Hoşçakalın.

5 Şubat 2012 Pazar

15 TATİL

Hepinize merhaba!
Uzuuunca bir aradan sonra döndüm işte. Sözüm ona tatildeydik. Ama okul zamanı bu kadar yorulmuyordum ben :) Eşimin de öğretmen olması nedeniyle ikimize de tatil olunca o kadar dolu dolu geçti ki zaman dinlendik bile diyemiycem. Her şeyi gün gün sizle paylaşamasam da bol bol fotoğraf çekmeyi unutmadım. Makinemden seçme fotoğraflar eşliğinde ve  ev işleri dışında iki haftalık tatilimizin kısa! özeti.
 Anneannemler, dayımlar, büyük dayımlar ve annemler biz de yemekteydi... Bu da soframız.

 Miss kokulu bir sabun keşvettim... Taliani. Birkaç çeşidi var ama lavantalısına bayıldım. Hem zeytinyağlı hem de mis gibi lavanta kokuyor. Bir tanesini kullanıyorum ama diğerlerini...

 Süsledim...

 Püsledim...
 Bunları çamaşırlarımızın arasına, üsttekileri de banyomuza koydum. 
 Daha önce paylaştığım kanaviçem. Ne olduğuyla ilgili tahminler gelmişti.Onun hikayesi başka yazıda artık. Şu anda bitti bile. Ama tamamlanmış halini 14 Şubatta paylaşacağım. SÜPRİZ :)
 Harika bir tatlı! Adı gelin bohçasıymış, bir arkadaşımdan öğrendim tarifini. Tarifi isteyen olursa sizlerle de paylaşabilirim. Sadece yiyen herkesin bayıldığını söyleyebilirim. Bu tatlıyı çocukluk arkadaşımın ( hatta bebeklik :) ) nişanlısı için yaptım. Ailecek bizi ziyarete geldiler.
 Annemle birlikte Türk Anneler Derneğinin kahvaltısına gittik. Bayraklıdaki Dünya Barış Anıtına. Aslında harika bir manzarası var ama şansımıza hava kapalıydı ve biz güzel İzmir'imizi doyasıya seyredemedik.
 Kahvaltı sonrası kahve keyfi de yaptık. Kötü hava koşullarına karşı keyfimizin hala yerinde olduğu belli oluyor di mi?
Annem ve ben 
 Antalya'da birlikte çalıştığımız ve aynı anda atandığımız arkadaşım Işıl, görev yeri Diyarbakır'a dönmeden önce bize de uğradı :)
 Anneciğim bana bu güzel tel kırma örtüleri getirdi. 
 Daha önce gittiği bir kursta kendi elleriyle işlemişti.
 Toplu sipariş aldım ve bu kaşıklardan 10 tane boyadım. Mutfaklara nazar değmesin diye.
 Daha önce kendime de yapmıştım. Arşivden resimlerine ulaşabilirsiniz.
 Eşim bir de huni getirmiş bana. Galvaniz. Bunu da boya dedi. Önce dalga geçtim, hayırdır şapka mı yapacağız bunu diye ama boyayınca fena olmadı sanki. Bahçe ya da balkon süsü olabilir bence.
 Bu arada İzmir'e 10 yıl sonra kar yağdı. Ben lisedeydim o zamanlar. Hayal meyal hatırlıyorum işte.
 Ama 02.02.2012  sabahı pencereden dışarı baktığımda bu manzarayla karşılaştım. Sevincimizi tahmin bile edemezsiniz. Sadece her zaman ki gibi öğle saatleriyle birlikte bizi terk etmeseydi, daha da güzel olabilirdi. 

 Bu arada 02.02.2012 tarihinde Kuzenimin eşi Levent'in 
                03.02.2012 tarihinde de Lale halamın doğum gününü kutladık. Yukarıdaki halamın doğum günü pastası. Pişmaniyeli ve salepli. Annemin ellerinden... Her ne kadar kendisi diyette olsa da bizim için yaptı canım benim.

Bu çoraplarda büyük halamın hediyesi. El örgüsüymüş. Kim ördü bilmiyorum ama yumuşacık, her halde bu kış okula gidip gelirken ayağımdan çıkarmam.

Peki tatil maceralarımız bitti mi? Hayır daha anlatacak çok şey var. Ama yarın sabah erkenden bit pazarına gideceğiz. Artık uyku vakti. Geri kalanlarla ve bit pazarı maceramızla yarın görüşmek üzere.
İyi geceler!